FEEDJIT Live Traffic Feed

HÂTIRALAR

16.12.2007


























Geceleri uyumayan gözlerimin yorgun ışığı semânın karanlığını delen yıldızlarla birlikte titreşip dururken, yüzünün hayâlinden bile uzak ruhum; arzularıma, yalnızlığıma, talihime, gam ve keder yüküyle kaddi bükük gönlüme biricik enîs olasın diledi.


Binlerce sır içinde söze gelen ancak bir harften ibaret.

Bu sırrı bilen de gönlüne gömmekten gayrı yol tutamaz.

Diledim ki; sırrım sırrın olsun, elin elimde olsun, gözüm gözünde olsun. Lâkin, kader hükmünü başka türlü icrâ eyledi.


İki ayrı gönül değil, sanki tek bir gönül iki ayrı tende idi. Benim dilim senin gönlünün tercümanı idi, senin dilin de benim gönlümün. Hatta çoğu vakit tercümana bile lüzum kalmaz, gönülden gönüle akışla bilirdik birbirimizi. Türlü ıtırlarla ferahlık veren o vuslat bahçesinin gülleri gibi tek bir bakışınla mest eder, divâne gönlüme en tatlı menbalardan daha tatlı hayat sularını sunardın yakut misâli leblerinle.


Heyhat!


O sürûr dolu saatler artık mâzide kaldı. Ve sen de ruhumun derinliklerinde kurumayan bir yarasın artık.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu günü düşünürüm dün geçti yarın var gençliğime de güvenmem ölen hep ihtiyar mı?Bu günümüz,yarınımız geçmişin gölgesinde kalmamalı. Hatıralar zaten hep zihinlerde olacaktır. Hayatımıza birçok insan girip çıkacaktır ama hep yanımızda olanlalr gerçek dostlarımızdır. Arada mesafeler de olsa önemli olan unutulmamaktır. Umutlu ve mutlu yarınlara . Hayat inişler ve çıkışlarla doludur. Rüzgarın dalı kırmasına izin vermeyelim.

mahmut çetin dedi ki...

hatıralar tek kişinin sahip olduğu şeyler değil. kimler yaşadıysa o kişilerin ortak sahipliğindedir. bu da bir tür kişilere sesleniş aslında. yani gerçeğe doğru bir uzanış, aksi seda bulur ümidiyle...
kimbilir?

yorumunuz için teşekkürler...

Blog Widget by LinkWithin