FEEDJIT Live Traffic Feed

ŞEMDİNLİ'DE ASKERİ BİRLİĞE SALDIRI

19.06.2010



Cahiliyye Devri diye adlandırdığımız ve küçümsediğimiz dönemin insanlarının dahi hürmette kusur etmedikleri bir zaman devresindeyiz. Yani Haram Aylar dediğimiz, kanın dökülmediği, hır gür edilmediği, kötü fiillerin en asgariye indirildiği bir dönem. Bu vakte hürmet ettiğini bildiğimiz cahiliyye dönemi insanlarının cehaleti, günümüz insanının karakteriyle karşılaştırıldığında, ne derece âli olduğunu ispat etmekte.

Daha yeni idrak etmeğe başladığımız üç ayların ilki Receb ayının ilk günlerinde, insanlık tarihinin en alçak ve aşağılık fikrini taşıyan insan kılıklı mahlukların, yine hain ve aşağılık bir şekilde askerlerimize saldırısını ne yazık, acıyan ve titreyen kalbimizi kanatan bir haberle öğrendik.

Söz kıymetini yitirdi. Ne tür dinginlik telkini verilirse verilsin gayri tahammül sınırlarını sağlam tutmaya kafi gelmeyecek.

Bu telkini yapacak olanın da kendine sözü kalmamıştır.

Zaman söz zamanı da değildir.

Gemi azıya alanın karşısında söz ile değil, ancak en kavisinden şamar ile durulur.

Hem öyle bir şamar ki, maşayı tutan elleri de kırmalı.

Kökünden.

Paramparça etmeli.

Ezmeli.

Kelimeler kifayetsiz artık.

Gözlerdeki ışığın yakıcılığı, karşısında kim varsa ayırtetmeden, yakacak kudrette.

Ve bu kudreti sakın tahdite kalkmasın kimse.

Çünkü, bu haddi koyanın kim olduğuna bakmayacaktır.

O idraki yitirmiştir.

Belki, asıl idrakin bu olduğunu anlamamız gerekir.

Çünkü,

HİÇBİR KELİME BU YÜKÜ TAŞIMAZ.

Rabbim şehitleri merhamet dairesine kabul buyursun.

Ailelere, sabr-ı cemil ihsan etsin.


GÖZDAĞI MI? İSKENDERUN SALDIRISI VE YENİ TACİZ

2.06.2010


Yeniden saldırıyı düşünecek kadar pervasız ve alçakça eylemiyle adı belli hainler güruhundan müteşekkil örgütün ardındaki ismin, kendini bu derece açık ve aşikar şekilde izharının, bir gözdağı ve tehdit, aynı zamanda aklınca alaya alma şeklinde ortaya koyduğu fikriyat ve fiiliyatının, özellikle memleketin idare makamında koltuk işgal eden siyasi yapının elemanları ve o siyasi yapının destekçileri nazarında nasıl bir yer işgal ettiğini anlayabiliyor muyuz?

Ve hala bu menfur saldırı ile ilgili herhangi bir tepkilerinin duyulmaması konusunda, gerek iktidar partisi gerek diğer muhalefet partilerinin dikkatleri celbedilmedi mi?

Milliyet unsuru üzerine inşa ettikleri ideolojilerini, aslında hangi milliyet anlayışı üzerine inşa ettiklerini de bu menfur saldırının ardından aklı midesine yahut tenasül uzvuna indirgenmemiş her vatandaşın idrak etmiş olması gerektiğini düşünüyorum.

Doğudaki mesele, Kürt Meselesi değildir. Doğudaki mesele anlayış meselesidir. Doğudaki mesele yukarda bahsedilen milliyet unsurunun "hangi milletle" (yahut kavimle) ilintili olduğu meselesidir. 

Burada, yani bu blogda,  İskenderun'a yapılan saldırının hemen ardından yazılan "GÖZDAĞI MI?" başlıklı yazıda, Gazze hadisesiyle ilgisine dikkat çekmiştik. Ve bu ilişkiyi ilk ifade eden de bu blog olmuştur. Yeni gün başlayınca gerek siyasiler gerek medya mensubları da, bu ilişki üzerinde durmuşlardır. Ancak yeteri kadar irdelendiğini düşünmüyorum. 

İkinci saldırının mesajına gelince. Bunu anlamak için çok da zeki olmaya gerek yok. 

Geldim. Vurdum. 
Yine geldim. Yine vurdum. 
Yani unutmadım ve unutmuyorum. 

Taşeron örgütün efendisinin ifadesi bu. 

Peki bu gözdağı ve meydan okumaya bakalım idarecilerimiz ve söz sahipleri nasıl bir cevap verecekler?


Blog Widget by LinkWithin