FEEDJIT Live Traffic Feed

HALİL İBRAHİM SOFRASI - BARIŞ MANÇO

30.01.2008

gidenler_barış_manço


İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet adına
Kapağı ver kulpu al kurbanı hiç soran yok

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Alnı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun siz de buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında elpençe divan dursa
Sapa kulpa kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok

Hiç hatırımda yokken yazdım bu mânâ dolu şiiri buraya. Hayli yoğun bir günün yorgunluğunu atmak gayesiyle, bir yığın kasetlerin arasından rastgele seçtiğim Barış Manço'nun bu şarkısı hem bu büyük sanatçıyı hatırlamama hem de çocukluk hatıralarıma uzanmama sebep oldu.

Bu şarkıyı ilk ne zaman dinledim bilmiyorum. Ancak, siyah beyaz televizyonda Barış Manço'yu dinlerken kemerinin stüdyo ışıklarıyla nasıl da parıldadığını ve uzun pelerinini eliyle şöyle seri bir hareketle omuzunun üzerinden nasıl geriye doğru attığını hatırlıyorum. Bu şarkı, Barış Manço'yu Barış Manço olarak bilmeme sebep olmuştur.

Ha, bir de "Hal Hal" isimli şarkısı var.

Ayağında gümüş hal hal
İnce nakış gümüş hal hal
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar

derken, parmaklarıyla seke seke kelimelerini ifade etmek için yaptığı o tuhaf hareketleri hatırlıyorum. Tuhaftı ama yakışırdı o'na. Bir başkası yapmış olsaydı o hareketleri bayağı gülünç olur gibi geliyor bana. Ama, O'nun âlâmet-i fârikası olmuştu, o jestleri, mimikleri ve çeşit çeşit takıları tabii.

Tam dokuz yıl geçmiş ebediyete irtihal ettiği günden bu yana. Dokuz koca yıl.

Tam bir sanatçı idi Barış Manço. İçinden çıktığı cemiyete ait olmaklığı bir zül değil, bir kazanç addeden, müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi eblehliklerden uzak durmasını becerebilen, büyüklüğüne rağmen büyüklenmeyen, yükselmenin, üzerine bastığı zemine hürmetten geçtiğini anlayabilmiş, güzel bir insan idi.

Saygıyla anıyoruz.

Mahmut ÇETİN

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Barış Manço benim de çocukluk hatıralarımda büyük bir yere sahip.Hafta sonları 7 den 70 e programını iple çekerdik.Televizyon izleme keyfini hat safhada yaşatırdı.Çeşitli ülkeleri gezerdi onlarla çok sıcak diyaloglar kurardı.Benim için o zamanlarda bir modeldi. Şimdi onun programlarıyla büyüyen bir yetişkin olmaktan gurur duyuyorum.Sanatçı kişiliğinin yanı sıra karakteri ile örnek aldığım ender sanatçılardan biridir.Öldüğü haberini aldığımda çok üzülmüştüm.Şimdi onun gibi sıcak diyaloglarla insanlara yaklaşmaya çalışıyorum.Ülkemizin yetiştirdiği sayılı değerlerden biriydi. Onu sevgiyle anıyorum.Gerçek alemde de ona rabbimden rahmet diliyorum.

mahmut çetin dedi ki...

Galiba Barış Manço'yu sevmeyen pek kimse yok. Bunu becermek doğrusu, pek kolay bir iş değil.

Yorumunuz için teşekkürler.

Blog Widget by LinkWithin