FEEDJIT Live Traffic Feed

ALDANIŞLAR

3.03.2008

Aldanışların kurbanıyız hepimiz.


Külliyen aldanıştan ibaret olan dünyada, gözün gördüğünden ötesini görebilen kurtuluyor sadece.

Vicdan diye bildiğimiz hassanın son tutamağı olan ar duygusunun insanları hepten terkettiği şu günlerde, bile bile ve hatta hissiyle ve bilgisiyle donanmış olduğu halde, hâlâ insanın bu aldanışlar pazarında sermayesini berhevâ etmesini, hangi akılla, hangi izanla, hangi bilgelikle izah etmek gerekiyor acaba? Ya da en doğrusu, geçerli bir izahı var mıdır acaba bunun?

Bilginin bütün metâlardan daha kıymetli olmasının yanında, en değersiz ellerde bulunmasının garâbetini, hangi geçmişle, hangi kültürle izah edebiliriz?

Nesli belirsiz ucubelerin halk nazarında pek yüksek kıymetleri haiz olduğu vakıasını, hangi fikirle izah etmek mümkündür acaba?

Ve hatta böylesi şahıslarla karabet kurmak uğruna, yahut onu bir kerecik görmek uğruna, yahut bir an dahî olsa onun bedenine dokunmak uğruna binbir türlü fedâkarlıktan zerre miktarı çekinmeyen yığınların, aynı hassasiyetteki cehd ve gayretlerini, ulvî, millî, ahlâkî meselelerden esirgemelerini, hangi insanlık meziyyetine sığdırmak gerek acaba?

Aslındaki ve zâtındaki necaseti görmeden, kendini kerâmet menbaı ilan eden tıyneti bozuk şahısların kendi aldanışlarını bir nebze anlayış kefesinde dengesiz de olsa tartabilirsek de, bu tiplerin ardınca âdeta bir mürid edâsıyle ve yaşayışıyle hayatını adayan, ruhlarındaki ufunetin cesetlerine sirayet ettiği bir takım denî eşhâsın bu tavırlarını hangi akılla ve izanla izah etmek mümkün acaba?

"Bizi aldatan, bizden değildir", buyurulmuş. Aldatan aldandığı için aynı zamanda, aldanış içindekilerin de "bizden" olmadığını rahatlıkla anlayabiliyoruz bu kavil gereğince. Aldanmıştır aldatan, çünkü yaptığı tercih makbûl olan tercih değildir.

Günlük hâdiselerin dağdağasında yitip giden diri bakışların ferini alan, yine insanın kıymetsiz şeylere karşı yaptığı yanlış tercihlerdir. Bu tercihlerin doğurduğu hayatları sürenlerin; farkında olma, basiret hali gibi zenginliklerden de mahrum olmaları, hakikatten nasipsizlenmeleri talihsizliğine de düçâr olacaklarını anlamak gerekmektedir.

Halihazırdaki ahval üzre sürüp giden hayatların yalancılığının aynı zamanda hayli bulaşıcı nitelikte olduğunu da az bir dikkatle kolayca fehmedebiliriz. Bu sebeble, zikredilen tehlikeden berî olmak için, bol bol dua ile duru bir niyet içinde bulunmalıdır insan.

Aksi halde, hayatının tümü aldanışın kucağında geçtiği halde, farkına bile varamamış olmak, hiç de muhal değil.


Mahmut ÇETİN
03.03.2008 Kilis



2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazılarınız oldukça keskin. Ama herhalde başka şekilde yazmak mümkün olmadığı için böyle yazıyorsunuz. Birde kullandığınız dil ağır gibi. Gerçi aslında anlamakta zorlanmama rağmen okumak hoşuma gidiyor ve bilmediğim kelimeler için sözlük kullanıyorum. Bu da bir zenginlik oluyor bana.

Aldanmak insanın unutmasıyla ilgil bence. Unuttukça aldanıyoruz, aldandıkça da unutuyoru.

mahmut çetin dedi ki...

Kullandığım dil hususunda herhangi bir değişiklik yapmam sözkonusu değil. Bakın bu sebeble kelime dağarcığınız da zenginleşiyormuş ya!

Keskinlik konusuna gelince. Mevzuları seçmek gibi bir çabam yok. Yazı anındaki hissim ve fikrim ne ise ortaya çıkan da bunlar oluyor haliyle.

Yorumunuz için teşekkürler.

Blog Widget by LinkWithin