FEEDJIT Live Traffic Feed

KALBİM KIRIK BUGÜN

20.03.2008

Bugün kalbim kırık.

Soluduğum hava ciğerlerimi yakıyor. Baktığım herşey içimi burkuyor. Sebebsiz ağlamak, benim için hep olacakların habercisi oldu bugüne kadar. Sebebsiz olmadığını biliyorum elbette artık. Ama neyin habercisidir, bunu ancak takdir olanın vuku'unda öğreneceğim.

Doksan iki yılında yazdığım bir şiirin şu dizeleri zihnime takılıyor.

"kim dokunsa teninden suskunluk akar
acı diye bildiği herşey insanların
sende hergün yenilenen isimlerle belirir",

ve defalarca defalarca tekrarlayıp duruyorum bu dizeleri zihnimde.

Çaresizliğin acımasız kolları arasında kalakalmış bir garibin hissi, tüm bildikleri tüm sevdikleri göçüp gitmiş naif bir yüreğin yalnızlık hissi, dost meclisinin gönül açan muhabbetlerinden fersah fersah uzağa düşmüş birinin bedbahtlığının doğurduğu ağırlık hissi, ölümün nefesini ensesinde bilen hayat kaçkını bir canın endişe dolu yüreğinin nedamet hissi, ve daha ne kadar hüzünle bulanık his varsa, hepsini birden duyuyorum içimde bugün.

Merhum Üstad Necip Fazıl'ın büyük eseri Reis Bey'i hatırlıyorum. Mesut Uçakan'ın başyapıtı addettiğim aynı isimli filmi defalarca izlemiş ve her seferinde kalbimin titreyişine, gözümün yaşarmasına engel olamamışımdır. Bu filmde beni en çok etkileyen sahne, Reis Bey'in hapse düşüşü esnasında, bulunduğu koğuşta yapılan bir hırsızlık sebebiyle suçsuz yere dayak yiyen bir garibanın durumu olmuştu. Yapmadığı, işlemediği bir suçtan bile kendini mesul görüyordu bu zavallı. Reis Bey mahkemede bu garibin hissiyle şöyle diyecektir: Amerika’da bir suç işlense ve bütün dünyayı kaplayan bir ses sorsa: ‘Suçlu kim?’ Çıkıp ‘Ben!’ diyeceğim. Ben, ben, ben…"

İşte aynen böyle. Bugün öyle kırık ki gönlüm. Dünya'nın neresinde bir suç işlense, dünyanın neresinde bir yetimin gözü yaşarsa, dünyanın neresinde bir garibin âhı semâya yükselse, "benim", diyeceğim. "Tüm bunların müsebbibi benim. Tek suçlu benim!"

İdamlık genç şöyle diyordu Reis Bey'e: "Etmeyin Reis Bey! Siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz. Siz, merhametten yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerine göre haklısınız. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin gönlünüzden. Buz çölünde yol alıyorsunuz. Reis Bey! Mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim."

Yaşadığımız hayat, buz çölünde sürdürüyor hükmünü. Kalplerimizin mühürlü olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu bilgiyi kendimizden bile gizlemeye yahut kaçırmaya gayret etsek de, bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Unutuyoruz. Unutmayı seçiyoruz. Rahmetin gönüllerden pek uzak olduğuna, her gün yaşadığımız hadiselerle çokça şahid oluyoruz.

Gördüğümüzün ötesindedir asıl görmemiz gerekenler. Ama gördüklerimizi bile görmemekte direniyoruz. Halbuki, insanın mühim hususiyetlerinden birisi, hatta en mühimi onun şâhid olabilme kabiliyetine sahip olması değil mi? Peki şâhidi olduğumuz hayatın, şâhidi olduğumuz ahdimizle ne kadar âlâkalı olduğunu düşünüyor muyuz?

Kalbim kırık bugün. Hem pek kırık. İnceden inceye sızlayıp durmakta. Ateşler içinde. Titremekte.

Mahmut ÇETİN

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Kelimelerin piri hayrola?Niye kırgınsın?Niye mutsuzsun?Aşk olsun biz senin dostun değilmiyiz?Bak şimdi kırıldım.Kimler kırdı,üzdü seni?şu üç günlük dünyada hiçbirşey üzülmeye değmez.Bak Bahar Bayramı geldi.Senin gönlünde bahar çiçekleri açsın.Hayat ne hep hüzün ne de hep sevinç yer almalı.Biri diğerinin kıymetinin anlaşılması için yatatılmıştır.Herşeyin azı karar çoğu zarardır.Baharla birlikte gönlünde uyansın,canlansın.Zaman ahir zaman olduğu için adam gibi adamların sayısı son derece az.Rabbim hep iyilerle karşılaştırsın,kötülerden uzaklaştırsın.Niye herşeyin suçlusu olarak kendini görüyorsun.Yanlış düşünüyorsun.Bence kendini yargısız infaz ediyorsun.Seni kıran tüm insanlar adına senden ben özür diliyorum.Senin üzülmeni istemiyoruz.Hiçkimse kendinden daha değerli olmamalı.Biraz da kendin için yaşa lütfen.Kendini merkeze al.Kendin içiin yaşa.Bu alm nasıl olsa fani.Önemli olan ebedi hayat .İnanıyorum ki buradaki çektiğin sıkıntılar sana mükafat olarak geri dönecektir.Hayatla,insanlarla lütfen barış,hiçbirşeye kırılma ,üzülme.Kesinikiesana nutuk atmıyorum,ukalalık da etmiyorum.Sadece bir dosttan tabiki kabul ediyorsan paylaşım olark al lütfen.Bahar gönlüne huzur ,mutluluk getirsin.Allaha emanet ol.

Adsız dedi ki...

Niçin kalbin kırık?Niye üzgünsün?Kimler üzdü seni?Tüm üzenler adına senden özür diliyorum.Biraz hüzünlere mola ver.Kendini mutlu edecek şeylerle meşgul ol.Hayat inişlerle ve çıkışlarla doludur.Herşey zıttıyla vardır.İnşallah bu mutsuz günler sevinçli günlere gebedir.Sen yalnız,garip değilsin.Hele çaresiz hiç değilsin.Sahibin Allah.Nefes alabiliyorsun.Ne mutlu sana.Her konuda ümidini kaybetme.Bizler senin dostlarınız.Her zamanyanında bil bizi.Her şeyle kendini suçlayarak haksızlık etme.İnşallah Rabbim herkesi iyi ,merhametli insanlarlakarşılaştırsın.Kabuğundan çık etrafına yalnızca bakma gör.Kendini mutlu etmeye çalış,uğraş.En azından kısa bir süre için rol yap.Role alıştınmı inşallah ardından gerçeğide gelir.RABBİMDEN SANA MUTLU VE HUZURLU GÜNLER DİLERİM.DUALARIMIZ SENİNLE.SABRET.PES ETMEK YOK.MÜCADELEYE DEVAM.

mahmut çetin dedi ki...

Geç kalan cevap için özür dilerim.
Hüsnüniyetinize, dualarınıza ve alakanıza teşekkür ederim.

Kırık bir kalbin sahibi olmak sebebiyle müşteki değilim. Ancak bunu açığa vurmak zorunda kalışım bazen hoş değil. Bir sebebe binaen böyle oluyor.

İnsanın iyi halde olması yahut daha doğru bir deyimle sıkıntılardan, tasalardan, kederlerden, yokluklardan, hastalıklardan, acılardan, en ufak bile olsa bir gönül sızısından halas olması, onun aslında unutulmuşlardan olduğunun göstergesidir diye düşünürüm.

Unutulmuşlardan olmamak baki temennimizdir.

Yorumunuz için teşekkürler...

Adsız dedi ki...

Pek ince bir kalbiniz var. Bu zamanda böyle ince kalpli yufka yürekli birisi, çok sıkıntı çeker bence.
Eğer bu yazdıklarınız gönlünüzün sesi ise tabiiki.
iyi günler dilerim.

Blog Widget by LinkWithin