FEEDJIT Live Traffic Feed

TUHAF ACI

26.07.2009





İçimde bir acı var şu an.

Tarifi yok.
Öylesine derinlerde ki bu acı, tarifi şöyle dursun ona bir sebeb de bulamıyorum. Ama sebebsiz olan ne var ki?
Neyi sebeb kabul etsem, bu acıyı kaldıracak kudreti görmüyorum onda. Ya da hiçbir şeyi sebeb kabul edemiyorum acım için.
Bir tuhaflık bu.

Sanki ikinci bir bedenim gibi müşahhaslaşmış ve öylece geçip durmuş karşıma. Seyreyleyip durmakta iri, derin gözleriyle. Çöl gibi...

Aslında bu safhadan itibaren yabancı olmadığımı farkediyorum bu acıya. Bir başkası olsam yine ben olur muydum acaba? Bu acı yine bulur muydu başka beni?

Kanım aksa duyduğum acı bunun yanında hiç olurdu. Yahut sevdiğimin ölümüyle duyduğum acı, yanına yaklaşamazdı.

Bir ağırlık vermiyorum ona. Ne de bir isim. Yalnız acı.
Evet, acı çekiyorum sadece.

Saklanmış.

Kollamakta beni. Sanki başka hayatlarda da beni kollayacak gibi.
İsmime iliştirilmiş gibi. Kokusu kokuma sinmiş gibi.
Şimdi şehrin en kalabalık caddesine koşup, tek bir ses duyurmadan ama avaz avaz bağırtıp (içimden) ağlatacak kadar ağır bir acı.

Sebeb?

Yok.
Sadece çektiğim acı.
Benim acım.
Hiçbir yere koyamadığım...
Hiçbir yere sığdıramadığım...
Işıksız...
Gölgesiz...

Kevnin en uzak noktasında dahî beni bulacak bir acı...



Mahmut ÇETİN
26.07.09 Kilis

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin