FEEDJIT Live Traffic Feed

ÖPEN KİM TOKAT KİME?

14.09.2009

Çok kimsenin bildiğini düşündüğüm bir fıkra, ilk duyduğum zaman ben de gülmekten ziyade bu fıkrada ki keskin gözlem ve zekâya hayranlık hissi uyandırmıştı. Şöyledir:

Hareket halindeki bir trende her nasılsa bir subay, bu subayın emir eri, genç ve güzel bir kız ve kızın ninesi bulunmaktadır. Tren bir tünele girer. İş bu ya, ne trende ne tünelde zerre miktar ışık yok. Zifiri karanlık hüküm sürmekte. Trenin raylarda çıkardığı malum tıkırtı haricinde sessizlik vardır. Ancak bu sessizlik biraz sonra bir öpücük sesi ve ardından gelen bir tokat sesi ile bozulur.

Kompartımanda bulunan herkes yekdiğerinden şüphelenmekte ancak cesaret edip de ne olup bittiği sorulamamaktadır.

Genç ve güzel kız içinden şöyle konuşur: "Salak şey! Hem ninemi öptü, hem tokadı yedi."

Nine içinden şöyle konuşur: "Helâl olsun delikanlıya! Tokadı yedi ama, kızı da öptü."

Subay sinirli bir şekilde içinden şöyle konuşur: "Ulan şerefsiz asker! Kızı o öptü, tokadı ben yedim!"

Asker ise şeytani bir gülüş yüzünde, içinden şöyle konuşur: "Hem elimi öptüm, hem komutana tokadı bastım!"

Memleketin hâl-i pür melâlini izâhta bundan daha beliğ bir misâl olamaz.

Kim kimi öpmekte, kim kime tokadı basmakta belli değil. Öpen de, öpülme ümidinde olup ümidi boş çıkan da, yediği tokadı hiç de kabullenemese de sineye çekmek mecburiyetinde kalan da, bu memleketin mensubu şahıslar.

Hem hergün karşılaştığımız belki alış veriş yaptığımız, belki selam verip hal hatır sorduğumuz belki de bizzat kendi şahsımızdır. Tokada ses çıkarmadığımıza göre.

Yazık!

Genç kız sesini çıkarmadığına göre, belli ki iffet ve namus anlayışından bihaber yetişmiş. Aksi olsaydı, her ne hâlde olursa olsun, ses çıkarmasa bile o mekânı terketmeliydi. Ama kendisi yerine başkasının öpülmesini dert edinmiş.

Nine sesini çıkarmadığına göre ve dahî öpücük hadisesini tasvip edici fikredişi; bize onun da geçmişte bu mevzularda tecrübe sahibi olduğunu ve dolayısıyla ayni iffet ve namus noksanlığına düçâr oluşunu izhar etmekte.

Subay, bu kompartmandakilerin en şanssızı olduğu kadar ahlakî açıdan da en düşük durumda olanı. Çünkü, bir büyük olarak, bir idareci olarak kendi emniyeti altında addetmemiz gereken kimseler hakkında hiç de temiz duyguları olmadığını anlıyoruz. Öyle olmasa idi şayet, her ne olursa olsun, hadiseye bir şekilde müdahale etmesi elzem idi. Yediği tokadı sinesine çekmesi, fikren dahi olsa bed ahlâkının beyânı olmuştur.

"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."

Haksızlığa susmak tarafını belli eder. Bunu âciz bir kadından, aklı bir karış havada genç kızdan, yahut cahil bir askerden beklemeyiz ancak; kıtalara, bölüklere kumanda eden, daha da ağırı, canlara hükmeden bir şahıstan beklememek de ancak safdîllik olur.

Askere gelince, onu ben biryerlere koyamadım.

Vakti gelince askerlik vazifesini yapan her Türk vatandaşı, nereye uygunsa oraya koysun bu asker şahsı.

Vesselam.


Mahmut ÇETİN
14.09.09 Kilis



0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin