FEEDJIT Live Traffic Feed

AŞK'A DAİR...

30.09.2007

Büyük mutasavvıflardan Ebu Aliyy-i Farmidi anlatıyor:
Allah, yarın mahşer gününde bir kula, "al, bak, oku" diye amel defterini sunar. Kul o deftere bir iki saat bakar durur. Fakat içinde ne günah görür ne sevap. Der ki: "Ya Rab! Ne diliyorsan, hiçbiri bu deftere yazılmamış." Hitap gelir, denirr ki: "Ben aşıklarımın iyiliğini kötülüğünü deftere yazmam."
Rab, senin iyini kötünü az anmada. Sen de artık cenneti cehennemi az an.

Aradan vesile va vasıta kalktı mı artık ebediyyen sen bizimsin, bizdesin.
Bu sana gerekmiyorsa ne kıvranıp durursun? Ne varsa hepsi biziz, hep biz. Sense bir hiçten ibaretsin. Vahşicesine huzura gelirsen, kendine gelesin diye sana amel defterini verirler.
Bir gül yaprağı kadar bile tahammül ve kudretimiz olmadıktan sonra artık her cüz'ün ebedi hayata sahip olmasına imkan yoktur.
Okuma yazma bilmeyen Peygambere uyulduktan sonra O, elbette haksız ve yanlış bir defter okunmasını istemez. Sen amel defterine ait sözler söyler, duyarsan mana bakımından hemencecik küstah oldun demektir.

Büyük Sultan, Gazneli Mahmud hakkında hikayedir ki:
Din padişahı, bahtı kutlu Sultan Mahmud, bir gün askenin huzurunda geçit resmi yapılmasını istedi. Sultan'ın kıymetli kölesi Ayaz ise ortalarda görünmüyordu. Padişah onu çağırtmak için bir asker gönderdi. Asker Ayaz'a: "Padişah senin için orduya geçit yaptırıyor ve seni bekliyor" dedi. Ayaz da askere cevabını verdi. Asker Sultan Mahmud'un huzuruna geldi ve: "Ayaz, gelmeyeceğini söyledi ve bana "git, o bahadır Padişaha söyle, hiçbir aşık sevgilisine varlığını göstermeye kalkışmaz. Bana varlığını göstermiş, göstermemiş, bence bunun bir değeri yok. Kendisini versin bana, ben başka birşey istemem" dedi.



0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin